Duvardan Sınavlar
Mart 2021
Gerçek yaşam ve hayat; öğretilmiş davranış ve bilgilendirmelerle sorunsuz hatasız yaşanır. Yeryüzündeki tüm canlılar için hayata başlangıç öğrenme ile başlar. Öğrenen canlılar öğrendiklerini tekrar kullanmak üzere hep belleğinde taşır. Öğrenme; vazgeçilmeyecek tutku haline dönüşürse, öğrenilen bilgiler bilim adamı ve sanatçıların en büyük gelişim kaynağıdır.
Zaman zaman televizyonda izlediğim belgesellerde, yabani yavru hayvanların yaşamı ve eğitimi hep ilgimi çekmiştir. Bir panter yavrusunun, annesinin ağaca astığı yiyeceğe ulaşması için çabalarını, anne panterin uzaktan izlemesi, nihayetinde yavru panterin ağaca tırmanmayı öğrenerek asılı et parçasına ulaşması ve bir ayı yavrusunun karlı tepeye annesinin izinden değil de farklı bir yolu takip ederek çıkmaya çalışması, başarısızlığını defalarca yarı tırmanıştan düştükten sonra fark edip, annesinin gittiği yolu takip ederek, zirveye ulaşmasını, anne ayı tepede bekleyerek sadece izler.
Benzer örnekler; öğrenme ve öğretmede bilinen kuralları sürekli değiştirerek, yeni bir şeyler kazanmaktan ziyade kafaları karıştırmaktan öteye gidilmeyeceğini açıklamaktadır.
Öğrenme metotlarını değiştirerek, insanlara bariyer oluşturmak ve öğrenme ihtiyacını yüksek maliyetlere yöneltmek, ülke ekonomisine yüklenen iç dinamiklerin bilgiden ve öğrenmeden uzaklaşmaya sertifikalı yetersizlerin çoğalmasına ve mükerrer maliyetlerin artmasına neden olacaktır.
Bilgiden çok sertifika edinme gayreti, sınav sonunda bilgiyi bırakıp, sertifikayı yanına alarak hayata yetersiz katılmaktan öteye gitmeyecektir.
Eğitim; bilgi gereksinimi yaratma, bilgi verme, verilen bilgiyi uygulama ve edinilen bilginin sahiplendiğinin kontrol edilmesi işleminden ibarettir.
Bilgi gereksinimi ihtiyaç sahibinin bireyin ya da toplumun ihtiyacına göre belirlenir. Genelde ülkelerin ekonomisi ve yaşam seviyelerini yükseltmek için ortak bir politika ile belirlenmesi gerekir. Her ülkenin bir milli eğitim politikası vardır. Eğitim politikalarının belirlenmesi devletler tarafından yapılır ve uygunluğu izlenir. Devletler eğitim politikalarını belirledikleri gibi eğitim yapısını destekleme ve gözetme yetkilerini ellerinde tutar. Toplumun ekonomik ve sağlık yapısının güvenlik içerisinde gelişmesi için tedbirler alır gelişen dünya dinamiklerine uyumunu sürekli kontrol eder.
Öğrenme ihtiyacı bireyin ya da toplumun ikna’sı doğrultusunda oluşur. Öğrenme ihtiyacı dayatarak direterek yaratılmaya çalışılırsa işkenceden farkı yoktur. Dayatma sonucunda sertifika edinilebilir ama bilgi asla!
Öğrenme gereksinimine inanan toplum ve birey; bilgiyi yanında taşır istediği zaman yerinde kullanacağını bilir ve onu kendisine bir yük değil bir ayrıcalık ve üstünlük olarak görür. Gelişmiş toplumlar gerçek ihtiyaçlarını karşılamayı öğrenen ve ihtiyaç fazlasını ihraç eden toplumlardır.
Eğitim hiç kimseye duvar örmez, aşılamayacak hedefi göstermez.
Eğitim ve öğretimde ülkemizde durumu mercek altına yatırdığımızda; anne baba ve çevre bilincine yönelik yapılan eğitim kariyerinin yeterince tatminkâr olamadığını, eğitim sonunda çıkmaz yolda sıkışıp kalmak çaresizliği yaratığını söyleyebiliriz.
Bilginin eğitime dönüştürülmesi kolay anlaşılır olması, eğitim kurumlarının asli görevi olması gerekirken; eğitim kurumları, bilginin gerekliliğin doğruluğunu kontrol etmeden eğitim sonunda bilgi sorgulama görevi üstlenerek; resmen sorgulama sistemini bir bariyere dönüştürerek, olur olmadık sorular ile eğitim alanlarından bu bariyeri aşanları, seçme yerleştirme mantığı ile ayıklamaya çalışmaktadır. Oysa eğitim seçmek değil, öğretmek amacını taşımalıdır.
Belgeselde izlediğim zirveye tek başına çıkmış olan ana ayı zirveye çıkarken, bırakmış olduğu ayak izlerinden yavrusunun oraya çıkacağından o kadar emindir ki; yavru ayının defalarca tırmanma hamlesine müdahale etmek şöyle dursun, ne yapıyor olduğunu izlemek için dönüp bakmaz bile! Ama zirveye çıkarken bıraktığı izleri bulacak olan yavrusunun zirveye tırmanmasını sabırla bekler.
Eğitimin sonucunda yapılan sınav da öğretimin bir parçası olmalıdır. Eğitimi pekiştirecek önemli olan soruların çözümlerini zihinlere yerleştirecek olmasıdır.
Eğitim insanın düşünce yapısını geliştirerek, edinilen bilgilerin kullanma kabiliyetini sağlamaktır. Ezberlemek eğitim değildir. Ezberlenen bilgiler kolayca unutulur ama analitik düşünce yapısına hâkim bilgiler unutulamaz, her ihtiyaç duyulduğunda kolayca kullanılır.
Öğretim; bir seçme ve sınav sonucu ortaya çıkan bir bariyer olmamalıdır. Eğitenin eğitilenin öğrendiğinden emin olmasına gerek kalmayacak şekilde eğitilenin eğitimden tatmin olacağı öğretim biçimidir. Eğitilen, öğrendiğinden emin oldukça yeni şeyleri daha farklı yöntemleri öğrenmeyi amaç edinir.
Bizim sınav yöntemlerimize baktığımızda; bir sertifika ya da diploma almayı amaçlamaktadır. Ne yapıp yapıp diplomayı ve sertifikayı aldıktan sonra bilgileri bir yana bırakıp diplomayı duvara asıp meslek ya da sosyal ayrıcalığı yüksek tutmanın yolunu göstermektedir.
Sertifika ve diploma, hiç kimse ne bildiğini sorgulamadan belgenin gereği mesleki yeterlilik haklarına ulaştırmaktadır.
Gemilerimizde mesleki bilgilerin yanı sıra deniz hayatında karşılaşılacak durum ve olaylara hâkim olabilmek için uluslararası denizde can ve mal emniyetinin korunması bilgilerini içeren STCW sınavlarına her çalışan tabi tutularak, başarılı olana sertifika verilmekte ve denizde çalışma hakkı elde edilmektedir.
2006 yıllarında hızla gelişen bir konteyner firmasında çalışanların STCW eğitimlerini ve eksik olan sertifikalarını tamamlamak adına firma yönetimi özel bir eğitim firması ile anlaşma yaparak izinde olan personelini STCW eğitimlerine göndermiş, STCW yeterlilik sertifikalarını edinmelerini sağlamıştı. Firma, personelinin eğitim masraflarını üstlendiği için sertifika alan her personelini gemide sınav yapıyordu ama sonuç hiç de parlak değildi. Gemide sorgulanan personel geçerli cevap veremeyince, özel eğitim kurumunun; eğitime gönderilen personelin, yeterince eğitilmeden geçerli not ve sertifika verdiği izlenimine kapılıp, eğitim firması ile sözleşmelerini feshetmişlerdi.
Enspektör olarak çalıştığım aynı firmada bu değerlendirmeleri yönetim toplantılarda edinmiştim. Merakıma yönelik, eğitim kurumundan yüksek notla sertifika alıp gemide yapılan sınavda yetersiz bulunan gemi çalışanına gemide karşılaşarak bu durumu sorduğumda, aldığım cevap oldukça netti “Evet, sınavda yüksek not aldığım doğrudur, kursta verilen bilgileri sertifika almak için ezberlemiştim, sonrasında gereği yok diye unuttum.”
Denizde can ve mal emniyetini içeren bilgilerin eğitimin sonucu sadece sertifikaya yönelik olmamalı eğitimi alanın öğrendiğinden emin olacağı ve gemide kullanacağı bilgileri vermek ve içerisinden en önemli olanları seçerek sorular oluşturmak, bu soruların cevaplarının unutulmamasının önemine eğitileni inandırmak gerekir.
Sınav eğitimin bir parçasıdır. İnsanların sınav esnasında öğrendiklerini pekiştirmek ve sınav’daki soruların önemini vurgulamak için sınav sistemi, yeniden gözden geçirilmelidir. Sınav; bir bariyer ve tuzak olarak kurgulandığında, öğrenmek yerine o bariyeri aşmaktan başka bir şey düşünülmez.
Sınava hazırlanmak değil, gemideki yaşama hazırlanmaktır esas olan!
Kendi kendini sorgulayan sınava tabi tutan gemideki yaşamı seçenler olmalıdır. Alınan eğitimin gemide emniyetli çalışmak için gerekli olduğuna inanması gerekir. Bu nedenle eğitim kurum ve otoriteleri verilen eğitimlerin ve yapılan sınavları birbirinden ayırmak yerine tamamlayıcı olmaları sağlayan düzenlemeleri yapmalı gemide kullanılmayacak bilgileri sormak yerine kullanabilecekleri bilgileri öne çıkarıp önem sırasına göre soru dizinleri oluşturup kolay hatırlanacak akılda kalabilecek eğitim yapısı ile vazgeçilmeyecek bilgilerin öğrenilmesi sağlanmalıdır.
Gemide çalışanlar için bizde yapılan sorgulama ve kontrol sistemi tamamen sertifikaya yönelik imtihan sistemi olup, ücret karşılığı özel eğitim kurumlarından alınan eğitim ve soru yığınları ezberlenerek, otoritelerin kontrolünde test sınavına tabi tutulmaktır.
Sınav sonucunda; bariyeri aşan başarılı, aşamayan başarısız olmakta, başarılı olanda olmayanda aldığı puandan başka hangi soruyu doğru, hangi soruyu yanlış, bildiğini bilememektedir. Çünkü sınav kurulunca sorular ve cevapları sınava katılanlara verilmemektedir.
Tekrar eğitim alarak, tekrar sınava girdiğinde doğru bildiğine yanlış, yanlış bildiğine doğru cevabı vererek, aldığı puanla sınav bariyerini aşıp başarılı olarak sertifikayı edinmekteler…
Uluslarlararası taşımacılıkta; gemi adamlarının karşılaştıkları deniz kazalarında yetersiz bilgiler nedeniyle can kaybına neden olunabilmektedir. Türk gemi adamlarının karşılaştıkları kazalarda can kaybı ve kaybolanların sayısı kaza başına yüzde 28 ile hayli yüksektir. Ulaştırma altyapı bakanlığı deniz ticareti genel müdürlüğünün, 2019 yılı verilerine göre 485 deniz kazasından 85 ölü 54 kayıp olarak bilinmektedir. Bu verilere göre her gün bir buçuk deniz kazası olmuş, iki günde bir yaşanan deniz kazası ölüm veya kayıpla sonuçlanmıştır.
Bu veriler ışığında, eğitim kurumları ve sınav komisyonları gemi adamlarına yapılan eğitim sistemini yeniden sorgulayarak; sınav duvarlarını ortadan kaldırıp, öğretime odaklı eğitimlerin verilmesi için çözüm oluşturmalıdır.
Eğitim sistemi; insanları hayata hazırlanmanın yapı taşlarını oluşturan öğretiler ile donatılması, sınavların bu öğretileri birleştiren unsur olması yönünde yeni adımlar atılmalı, eğitim ve sınav sistemini süzgeç ve ayraç olmaktan uzaklaştırarak öğretime anlam kazandırılmalıdır.
© 2022 Ömür Karataş, Tüm Hakları Saklıdır.